29 Ekim 2014 Çarşamba

Guild Wars 2

Guild Wars 2, oyuncuların Eye of the North genişleme paketindeki Büyük Yokedici'yi mağlup etmesinden 250 yıl sonraki bir zamanda, fantastik dünya Tyria'da geçmektedir. Yeryüzünün altında uyuyan Beş Yaşlı Ejderha Guild Wars zamanında uyanmış ve Tyria genelinde yıkım yaratıp yaşayanlarını yozlaştırmıştır. Bir zamanlar Tyria'nın egemen ırkı olan insanlar sayıca azalmakta, doğal afetler ve atalarının toprakları olan Ascalon'u nihayetinde ele geçirmiş olan charr halkı ile yapılan savaşlarda topraklarının bir çoğunu kaybetmiştir. Kuzeyin vakur avcıları olan norn halkı, kadim buz ejderhası Jormag'ın yükselişiyle güneye çekilmek zorunda kalmıştır. Batıda, ilk doğmuş ejderha olan Primordus'un uşaklarının Tyria'nın Derinlikleri'ni ele geçirmesinden sonra teknolojik olarak gelişmiş asura yer yüzeyi üzerine kalıcı evler kurmak zorunda kalmıştır. Asura'nın yurt edindikleri yerin yakınlarındaki ormanda ise slyvari yaşamaktadır. Slyvariler, son 25 senedir Tyria üzerinde yaşamaya başlamış ve Yaşlı Ejderhalar ile diğer ırkların yaşadıkları zorluklardan pek etkilenmemişlerdir.
Güneyde, Cantha kıtasında hali hazırda varolan tecrit ve yabancı düşmanlığı politikaları, Zaitan'ın namevt ordusu nedeniyle tamamen ulaşılamaz bir yer haline gelmiştir. Benzer şekilde Elona kıtası da ulaşılamaz durumdadır. Elona'nın ayakta kaldığının tek kanıtı, lich Palawa Joko ve Kristal Çölü'nde ikamet eden kristal ejderha Kralkatorrik'in arasındaki süre gelen savaşın haberleri ve bir casus organizasyonu olan Fısıltılar Tarikatı'nın ara ara getirdiği bilgilerdir. Yitik krallık Orr Zaitan'ın gelişiyle birlikte yeniden denizin üzerine yükselmiş ve kabaran deniz Savaş Adaları'nı haritalardan tamamen silmiştir.
Guild Wars döneminin geride kalmasıyla halklar birçok alanda ilerleme kaydetmiştir; zırh ve silahları etkileyen kültürel gelişmelerle birlikte, oyun-içi teknolojide ilerleme ve ırklar arası ortak bir dil geliştirilmesi bu iyileştirmelerden birkaçıdır.

28 Ekim 2014 Salı

Bulgaristan Varna Denizcilik Üniversitesi

http://blackseauniversity.com
Varna Denizcilik Üniversitesi kuruluş tarihi 1881 yılı olup , 1904 yılında deniz kuvvetlerine yönelik personel eğitimi vermeye başlamıştır. 1960 yılı itibariyle Uluslararası Denizcilik Örgütüne (IMO)kabul edilmiştir. Öğretim görevlileri, profesyonel tecrübeleri olan eğitmenlerden oluşmaktadır. varna denizcilik üniversitesi’nde eğitimin amacı profesyonel gemiciler ve denizciler yetiştirmeye yöneliktir ve Bulgaristan’da alanındaki tek üniversitedir. Eğitim süresi içinde bulgar donanma ve ticaret gemilerinden yararlanma imkanı sunulmaktadır. Başlangıçta eğitim; yüzme, tekne ve yelkenli kullanma eğitimi olup daha sonra geniş kapsamlı eğitime başlanır. Üniversitede sekiz laboratuvar ve binden fazla sanal simülasyonlarla öğrencilere eğitim verilir.Eğitim süreci 4 yıl olup, ayrıca 1 yıl da dil hazırlık eğitimi verilmektedir.Uluslararası Denizcilik Örgütüne(IMO) tam üye olmasından dolayı, Varna Denizcilik Üniversitesi mezunu olan öğrencilere tüm dünya üniversiteleri ve ülkeleri tarafından denklik verilmektedir ve tüm uluslararası firmalarda çalışma hakkına sahiptirler.
Anlaşmalı olduğu diger üniversiteler
1-İstanbul Teknik Üniversitesi Türkiye 
2-Denizcilik Üniversitesi Ukrayna
3-Makarov Deniz Harp Okulu Rusya
4-Deniz Harp Okulu Akademisi Türkiye
5-Denizcilik Üniversitesi Romanya 
6-Deniz Harp Okulu İtalya 
7-Denizcilik Üniversitesi Yunanistan 
İngilizce Eğitim Veren Bölümler:
  • Gemi Kaptanlığı
  • Gemi Makina ve Mekanizma Mühendisliği
  • Gemi Klavuzluğu
  • Gemi Elektronik Mühendisliği
  • Filo,Liman Teknolojileri ve İşletmeciliği
  • Gemi Tamir Teknolojileri
  • Okyanus Mühendisliği
  • Gemi Radyo Elektroniği ve Radar Sistemleri Mühendisliği
  • Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi Bölümü

Kampüste Yaşam
Kampüsler, kariyerine önem veren, sosyal olmayı seven, spor yapan ve aynı zamanda AB’deki en harika ve ilgi çekici şehirlerde mutlu olacak bireyler için tasarlanmıştır.
Varna ve Sofya şehirlerinde bulunan kampüslerde kolay bir şekilde şehir merkezine ve 20 dakika uzaklıktaki hava alanına  araçla ulaşmak mümkündür. Kampüslerin öğrenci yurtlarına yakın oluşları, hiçbir ulaşım aracı gerektirmeden  rahat ulaşımı sağlamaktadır. Yurt odaları 2 – 3 yataklı olup, odalarda telefon, kablolu tv, internet ve klima öğrenci isteklerine göre temin edilmektedir.
Tüm ihtiyaçlarınızı karşılayacak tesisler
Kampüs ve ona bağlı tesisler, akademik, sosyal, spor, kültürel, dini, ulaşım veya sağlıkla ilgili tüm ihtiyaçlarınızı karşılamak için tasarlanmıştır. Hizmetlerimiz:
  • Öğrenci Yurtları
  • Danışmanlık Hizmeti
  • Uluslararası Öğrenci Danışmanları
  • Kariyer Hizmeti
  • Sağlık Merkezi
Şehir merkezine yakınlık
Varna ve Sofya şehirlerinin en büyük avantajları, Bulgaristanın en güzel ve en büyük şehirleri olmasının yanı sıra kampüslerinin şehir merkezlerine yakınlığıyla birleştiriyor. Kampüsten şehrin merkezine düzenli olarak otobüs seferleri olduğundan bu güzel şehirleri ve çevrelerini incelemenize engel olacak hiçbir şey yok.
Öğrenciler Birliği
Üniversite hayatı ve öğrenci deneyimi sadece bir derece almaktan daha fazlasıdır.. Öğrenciler Birliği size, burada geçirdiğiniz zamanın en iyi şekilde olmasına yardımcı oluyor; tavsiye ve destek sağlıyor.
Öğrenciler Birliği, bütün öğrencilerin eşit şekilde temsil edildiğinden emin olmak adına öğrenciler tarafından yönetilmektedir. Öğrencileri yardım konularında desteklemekten veya öğrenci dergisinde yazmaktan, eğlenceler düzenlemeye veya üniversite yönetiminde öğrencileri temsil etmeye kadar bir çok konuda yardımcı olmaktadır. Bu kalabalık gönüllü öğrenci grubuna katılarak siz de bu birliğin bir üyesi olabilirsiniz.
Derslerin dışında
Öğrenciler geniş seçenekli spor kulüpleri ve öğrenci topluluklarına katılabilirler. Kampüs, spor tesislerinin kalitesiyle ün salmıştır ve üniversitemizin öğrencilerinin bir çoğu başarılı sporculardır. Öğrenciler Birliği haftalık eğlence için dolu dolu bir program sunar. Müzik de burada ki yaşamın önemli bir parçasıdır.

27 Ekim 2014 Pazartesi

Team Fortress 2

Team Fortress 2, Valve Corporation tarafından geliştirilen takım tabanlı bir çok oyunculu birinci şahıs nişancı video oyunudur. Orijinal Quake modu Team Fortress'ın ve modun GoldSrc motoru yeniden yapımının devam oyunudur. İlk olarak The Orange Box'ın bir parçası olarak 10 Ekim 2007'de Windows ve Xbox 360 için yayımlanmıştır. Sonradan bir PlayStation 3 sürümü de 22 Kasım 2007'de yayımlanmıştır. Oyun; bağımsız olarak 8 Nisan 2008'de Windows için, 10 Haziran 2010'da OS X için ve 14 Şubat 2013'te Linux için yayımlanmıştır. Team Fortress 2'nin perakende dağıtımı Electronic Arts tarafından yapılmış, çevrim içi dağıtımı ise Valve tarafından Steam üzerinden yapılmıştır. 23 Haziran 2011'de oyun oynaması ücretsizolmuştur ve Steam üzerinden oyun içi eşya satın alımlarından kazanç sağlamaya başlamıştır. Team Fortress 2'nin yapım süreci 1996'da orijinal Quake modu Team Fortress'ı oluşturan John Cook ve Robin Walker yönetiminde olmuştur.
Oyun, yaklaşık dokuz yıl içinde pek çok tasarım değişikliği geçirmiştir. İlk olarak 1998'de Valve's Team Fortress adıyla duyuruldu ve GoldSrc motorunu kullanıyordu. 1999'da oyunun adı Team Fortress 2: Brotherhood of Arms olarak değişti ve daha gerçekçi bir oynanışa geçildi; fakat bu da değişim uğradı. Ardından oyunun adının Invasion olmasına karar verildi ve oyun, uzaylılarla insanların savaşını konu alan bir bilim kurgu oyunuydu. Fakat oyunun son tasarımı; J. C. Leyendecker, Dean Cornwell ve Norman Rockwell'ın tasarımlarından esinlenerek çizgi film tarzı çizimler oldu ve motoru Source motorunageçti. Oynanış eski Team Fortress oyunlarında da olduğu gibi iki rakip takım arasında geçer, takımlar dokuz farklı karakter türüne sahiptir, çeşitli oyun modları vardır ve savaş alanları genelde oyunun hikayesi ile ilgili bölgeler olur.
Bilgilendirme eksikliği ve altı yıllık oyun geliştirme süreci oyunun vaporware olmasına sebep oldu ve Wired News'in senelik vaporware listesinde düzenli olarak yer aldı.
 Oyunun yayımlanmasından sonra; özgün grafikleri, oyun dengesi, mizahı ve özgün karakterleri ile kritik beğeni ve ödüller aldı.

24 Ekim 2014 Cuma

Halloween

Cadılar Bayramı yani "Halloween" ismi aslında Katolik Kilisesi'ne dayanır. "All Hollows Day" yani "Azizler Günü" olarak bilinirdi ve azizlerin onuruna kutlanan bir Katolik günüydü. Ancak M.Ö. 5. yüzyılda İrlanda'da yaz mevsimi resmi olarak 31 Ekim'de sona eriyordu. Kutlanan tatilin ismi Samhain idi ve Keltlerin Yeni Yılı'ydı.
 
Anlatılan hikayelerden birine göre bu günde, önceki yıl bedenlerinden ayrılmış ruhlar gelecek yıl yaşamak için beden arayışında dünyaya gelir ve insanlarla karışırlardı. Ölümden sonraki yaşama kavuşmaları için tek şansları buydu. Keltler bu dönemde tüm zaman ve mekanla ilgili yasaların durduğuna inanırdı.
 
Ancak yaşayanlar ele geçirilmek istemedikleri için 31 Ekim gecesi evlerinin ışıklarını söndürerek soğuk bir hava yaratma çabasındaydı. Ayrıca hayaletlere benzeyen kıyafetler giyerek etrafta ses çıkararak gezerlerdi.
 
Keltlerin neden ışıklarını söndürdüklerinin daha mantıklı bir açıklaması da bulunmaktadır. Çünkü kutsal bir ışık kaynakları bulunurdu ve istediklerinde buradan ateş alabilirlerdi.
 
Bazı kayıtlarda vücudu ruhlar tarafından ele geçirilmiş kişilerin Keltler tarafından kazıklara bağlanarak yakıldığı yer almaktadır.Ancak diğer tarihçiler bu hikayelerin sadece yanlış birer inanış olduğunu savunuyor.
 
Romalılar Keltlerin bu geleneğini kendilerinin gibi kabul edip geleneklerde değişiklik yaptılar. Roma meyve ve ağaç tanrıçası Pomona'yı onurlandırmayı tercih ettiler. Sembolü elma olduğu için kovadan ağızla elma yakalamaya çalışma oyunu eklendi.
 
Cadılar Bayramı geleneği Amerika kıtasına 1840lı yıllarda büyük açlık sonucu gelen İrlandalılar tarafından getirildi.

Cadılar Bayramının sembolü olan oyulmuş bal kabakları (orijinal ismi Jack-o-lantern) da İrlanda geleneklerini yansıtmaktadır.

ŞALGAM YOKSA BALKABAĞI OYALIM O ZAMAN

Hikayeye göre Jack ismindeki kötü ün yapmış bir adam Şeytan'ı bir ağaca tırmanırken hapsetmeyi başarmıştır. Daha sonra ağacın gövdesinde bir haç işareti çizmiştir ve şeytanın buradan kurtulmasını engellemiştir. Jack şeytanla bir anlaşma yapmıştır. Anlşamaya göre eğer şeytan onun aklını bir daha çelmeye çalışmazsa ağaçtan inmesine izin verecekti.
 
Ancak Jack öldükten sonra hikayeye göre cennete girmesine izin verilmedi; çünkü kötü işler yapmıştı. Ancak cehenneme de kabul edilmedi çünkü şeytanı oyuna getirmişti. Arada kalan Jack şeytanın verdiği kor ateş ile yolunu bulmaya çalıştı. Kor, içi boş bir şalgamın içine konmuştu; böylece daha uzun süre yanacaktı.
 
İrlandalılar şalgam oyuyorlar ve içine ışık yerleştiriyorlardı. Ancak göçün ardından geleneklerinde ufak bir değişiklik yapmak zorunda kaldılar. Amerika'da bulunması en kolay şey olan balkabaklarını kullandılar.

21 Ekim 2014 Salı

İncir reçeli 2

İncir Reçeli 2
Metin, sevdiği kadını, Duygu'yu kaybettikten sonra uzun süreli bir yas dönemine girer. İncir Reçeli filmini çekmiştir ama hayata karşı hiçbir arzusu kalmamıştır. Barda akşamları programa çıkan ve kendi şarkılarını söyleyen Metin'in yolu beklenmedik bir anda Gizem'le kesişir. Çaldığı barda barmen olarak işe başlayan Gizem, Metin'in duvarlarını aşabilecek midir? İkisi de geçmişinde benzer şeyler yaşamış bu iki insan arasında yeni bir hikaye mümkün müdür? 2011 yılında vizyona giren ilk İncir Reçeli filmi seyirciden yoğun ilgi görmüştü. Filmin başrolünde yine müzisyen ve oyuncu Halil Sezai Paracıkoğlu yer alırken, kadroda kendisine bu sefer Şafak Pekdemir eşlik ediyor. Yönetmenliğini ve senaristliğini yine Aytaç Ağırlar'ın üstlendiği filmin yapımcısı ise BKM. 

İncir reçeli

İncir Reçeli
Masal gibi başlayan ve sonunda trajik bir olaya sürüklenen hikayesiyle 'İncir Reçeli', Aytaç Ağırlar'ın ilk yönetmenlik denemesi. Televizyon için skeç programları yazarak hayatını kazanan Metin’in en büyük isteği, yazdığı senaryolardan birinin filme çekilmesidir. Fakat senaryoları sürekli yapımcılar tarafından geri çevrilen Metin, yine böyle bir olayın akşamında gittiği barda Duygu ile tanışır. Metin zil zurna sarhoş olan bu kıza evini açar, fakat ertesi sabah uyandığında kısacık bir not bırakan Duygu çoktan evi terk etmiştir.

Aradan zaman geçer, Metin yine aynı barda Duygu ile karşılaşır. Duygu yine Metin’e misafir olur. Bu günden sonra Duygu sık sık Metin’de kalır. Metin adı dışında hakkında hiçbir şey bilmediği bu kıza aşık olmuştur. Duygu istediği zaman gelip Metin’de kalmakta, çoğu zaman da haber bile vermeden sadece notlar bırakarak ortadan kaybolmaktadır. Metin telefon numarasını bile bilmediği Duygu’nun hayatındaki sırrı merak eder ve bir gün onu takip eder. Bu takibin sonunda öğrendikleri, “ölümsüz” bir metropol aşkının ve dünyayı değiştirme çabasının başlangıcı olacaktır.